Almanca | Türkçe |
gucken [ugs.] | bakmak |
abmachen {ugs.} | olduğu yerden almak, çıkarmak (yara bandı, trafik levhası vb) |
abmachen {ugs.} | anlaşmak (randevu, yapacak iş) |
Gassi gehen (ugs.) | köpekle dışarı, yürüyüşe gezintiye çıkmak |
yummy {adj} [ugs.] | koku ve tat olarak nefis, enfes, harika |
Gassi machen [ugs.] | dışarı çıkıp kaka yapmak (köpek) |
leider {adv} [ugs.] | maaalesef, ne yazık ki |
abblasen [ugs.] {vt} | tozunu üflemek (kitap, masa) |
abblitzen {vi} [ugs.] | reddedilmek (karşı cins) |
angesagt [ugs.] {adj} | moda, revaçta, aranılan |
Abfuhr erhalten [ugs.] | baştan savılmak |
Pipi machen [ugs.] {vi} | çiş yapmak |
verscheuern {vt} [ugs.] | elden çıkarmak, ucuza satmak |
Flüstertüte {f} [ugs.] | megafon |
sich kaputtarbeiten [ugs.] | çok çalışmak, ölesiye çalışmak |
Pommes {pl} [ugs.] [cook.] | patates kızartması |
bis man schwarz wird [ugs.] | eşek sudan gelinceye kadar, çok uzun süre |
sich etw. einbrocken {ugs.} | başına iş açmak, başını belaya sokmak |
abblitzen lassen {vt} [ugs.] | birinin isteğini reddetmek (karşı cins) |
sich einen Bart zulegen [ugs.] | sakal bırakmak |
auf jemandem herumhacken [ugs.] | birisini ha bire eleştirmek |
Fettsack {m} Fettwanst {m} [ugs.] | çiko, şişman, şişko, yağ torbası |
sich für etw. stark machen [ugs.] | bir şey ya da kişi yararına insiyatif almak, kampanya yapmak |
Langfinger {m} Langfinger {pl} [ugs.] | hırsız |
abmachen {ugs.} (etwas unter sich+dat ) | meseleyi kendi arasında çözmek, halletmek |
abmachen {ugs.} (etwas mit sich selbst ) | kendi kendine halletmek, çözmek |
Jemandem einen Strick aus etwas drehen [ugs.] | Birisin yaptığı hatadan faydalanmak, ona karşı kullanmak, arkasına geçmek |
was ist jetzt angesagt ? Cinema oder essen ? [ugs.] | şimdi ne yapıyoruz ? sinema mı yemek mi ? |