Türkçe Almanca
yokuş aşağı kayakAbfahrtslauf {m}
Fiyatta pazarlık yokDer Preis ist nicht verhandelbar
dokunmak yok, sadece bak !Nur gucken, nicht anfassen !
Buna hiç bir itirazım yokDagegen habe ich nichts einzuwenden
merhaba, kimse yok var mı ?Hallo, ist jemand da!
bir varmış, bir yokmuş ...Es war einmal ...
Maalesef kararda bir etkim yokLeider habe ich keinen Einfluss auf die Entscheidung
İnsanın kendi evi gibisi yokEigener Herd ist Goldes Wert {rdw.}
İmkanı yok, hiç sansın yok !Keine Chance !
birisine telefonda yokum dedirtmeksich am Telefon verleugnen lassen
gitmek, ortadan kaybolmak, yok olmakabbleiben{vi} {bleibt ab | blieb ab | ist abgeblieben}
bütün yerler tutuldu (boş yer yok)Alle Plätze sind besetzt
Yaşın bu seyahat için bir önemi yokDas Alter ist für diese Reise belanglos
Kendinizi haklı çıkarmanıza gerek yokSie brauchen sich nicht zu rechtfertigen
bugün tenis mi oynamak, yoksa yüzmeye mi gitmek istersin ?hast du Lust, heute Tennis zu spielen oder Schwimmen zu gehen?
bunun bir şeye zararı yok (herhangi bir durum, konu ya da yapılmak istenen bir şeyin zararı yoktur anlamında)das schädet nichts
Cevirilerde Örnek ara