Almanca | Türkçe |
einsteigen{vi} (in einen Zug) | binmek (tren araba vb.) |
einstellen(radyo frekansı, fotoğraf makinası vb.) | ayarlamak, ayar yapmak |
einstellen | işe yerleştirmek |
einstellensich auf etwas | kendini bir duruma göre ayarlamak, hazırlamak |
einstellen (üretim, sigara, vapur seferi vb.) | durdurmak, son vermek |
einstellen{vt} | stellte ein | einstellte | eingestellt | |
einstürzen {vi} | göçmek |
einstürzen {vi} | çökmek |
gemeinsam planen | ortak planlamak |
zur Einsicht kommen | idrak etmek, kavramak, farkına varmak |
Einsatz {m} Einsätze {pl} | kullanım |
Einsatz {m} Einsätze {pl} | vazife, operasyon (askeri) |
einstehen {vi} (für etw.) | bir konuda sorumluluğu üzerine almak (hata, masraf vb) |
Einsicht {f} Einsichten {pl} | idrak, farkına varma, daha önce anlayamadığı bir şeyi kavrama |
Einszweidrei im Sauseschritt ! | bir iki üç tempo ! |
Kleinstadt {f} Kleinstädte {pl} | kasaba |
Einspruch {m} Einsprüche {pl} [jur.] | yazılı itiraz |
sich mit jemandem im Zimmer einstellen | birisiyle odaya kapanmak |
gegen das Urteil einen Einspruch erheben | suçlamaya itiraz etmek |
die neue Technologie ist schon im Einsatz | yeni teknoloji çoktan kullanımda |
einschlagen {vt} | çekiç, keser ile çakmak |