| iflas | Pleite {f} Pleiten {pl} |
| yaklaşmak | heranrücken {vi} |
| iflas etmek | pleite machen |
| ulaşılabilir | erreichbar {adj} |
| fiyat tabelası | Preisschild |
| muhtemel, olası | etwaige |
| karşılaştırma | Vergleich {m} Vergleiche {pl} |
| Ulaşılabilirlik | Erreichbarkeit{f} |
| zirveye yaklaşmak | an die Spitze heranrücken |
| olgunlaşmak (meyve) | heranreifen {vi} |
| plastik saydam folyo | Klarsichtfolie{f} Klarsichtfolien {pl} |
| kucaklaşma, sarılma | Umarmung {f} Umarmungen {pl} |
| şüpheyle yaklaşmak | skeptisch gegenüberstehenjdm./etw. |
| pahalılık, enflasyon | Teuerung {f} |
| Klasik müzik dinlemek | Klassische Musik hören |
| hastalık bulaştırmak | jemanden eine Krankheit anstecken |
| tesadüfen karşılaşmak | treffen {vt} (jemanden) |
| net, açıkça anlaşılır | eindeutig{adj} |
| ona telefonla ulaşamıyorum | ich erreiche ihn telefonish nicht |
| uzatmak, çekmek (lastik vb) | ausdehnen {vt} |
| hızla ayrılmak, uzaklaşmak | abhauen [ugs] |
| stres içeren heyecan, telaş | Aufregung {f} |
| otelimize kolay ulaşılabilir | Unser Hotel ist gut erreichbar |
| Otelin ulaşılabilirliği iyi | Die Erreichbarkeit des Hotels ist gut |
| yaklaşmak (masaya, kişiye vb) | herantreten {vi} (an etwas/jemanden) |
| anlaşmak (randevu, yapacak iş) | abmachen {ugs.} |
| gizlice yaklaşmak (kedi, polis) | sich heranschleichen {vt} (an jdn/etw) |
| yavaş yavaş dolaşmak, gezinmek | schlendern {vt} |
| yetinmek, fazlasıyla uğraşmamak | etwas bei / mit etwas bewenden lassen {rdw.} |
| su geçirmeyen elastiki madde, lastik | Gummi {m} Gummis {pl} |