| von hier ab | buradan itibaren |
| fortlaufen (von) | ayrılmak (bir gruptan, şehirden vb) |
| von vorn anfangen | baştan başlamak, yeniden başlamak |
| abraten {vi} (von) | birisini birşeye karşı uyarmak, yapmamasını tavsiye etmek |
| abhängen (von +Dat) | aşagıya indirmek |
| abhalten (von+dativ) | birisini alıkoymak, birşey yapmasına engel olmak |
| abgesehen (von+dativ) | dışında, haricinde |
| abhängen (von +Dat.) | bağlı olmak |
| ab jetzt, von jetzt an | şu andan itibaren |
| im Vorfeld (von etwas) | Bir şeyin tam öncesinde, arefesinde |
| Abhängigkeit von Kokain | kokain bağımlılığı |
| von der Gruppe fortlaufen | gruptan ayrılmak |
| von der Reise absprịngen | tatili bırakmak |
| von allen Seiten betrachten | bütün yönleri ile ele almak |
| herrühren {vi} (von etwas) | bir şeyden kaynaklanmak, meydana gelmek |
| von den Fehlern profitieren | hatalardan faydalanmak, yararlanmak |
| etwas von jemandem abschreiben | kopya çekmek |
| Sanierung von Hausanschlüssen | kanalizasyon tamiri |
| ein Bild von der Wand abhängen | bir resmi duvardan almak, indirmek |
| Alle kommen abgesehen von Hasan | Hasan hariç kerkes geliyor |
| Das hängt völlig von Ihnen ab | Bu tamamen size bağlı |
| abheben {vt} (von etwas + dat.) | para çekmek |
| abheben {vi} (sich von jemandem) | ayrılmak, başkasıyla arasındaki farkı belli olmak |
| Den Name von der Liste streichen | Adını listeden silmek |
| abrechnen {vt} (von einer Summe) | toplamdan bir miktarı düşmek |
| abfällig sprechen (von jemandem) | birisi hakkında küçültücü, hor görücü konuşma (boyu, arabası vb hakkında) |
| jdn. abholen (von einem Ort) {vt} | birisini gidip almak, alıp getirmek |
| von einer Gelegenheit profitieren | bir fırsattan faydalanmak, yararlanmak |
| abbringen {vt} (jemanden von etwas) | aklını çelmek, vazgeçirmek (bir plandan düşünceden) |
| von den im Auto vorhandenen Personen | arabanın içinde bulunan insanlar tarafından |