| Türkçe | Almanca |
| uzun | lang {adj} |
| üzüntü, yas, keder | Trauer {f} |
| uzun süreli planlamak | langfristig planen |
| ince uzun yarık aralık | Ritze {f} Ritzen {pl} |
| kapıyı yüzüne kapatmak | jemandem die Tür vor der Nase zumachen |
| yüzünü kapatmak, örtmek | Das Gesicht bedecken |
| uzun ve detaylı bir yazı yazmak | erarbeiten {vt} |
| yüzünde pişman bir ifade olmak | ein zerknirschtes Gesicht haben |
| yüzünden okunmak (öfke, mutluluk) | etwas steht jemadem im Gesicht geschrieben [rdw] |
| uzun uzun, gözünü kırpmadan bakmak | starren |
| çok uzun ve yorucu şekilde çalışmak | sich abarbeiten {vr} |
| eşek sudan gelinceye kadar, çok uzun süre | bis man schwarz wird [ugs.] |
| tartışmak, bir konu üzerinde uzun uzun konuşmak | diskutieren {vt} |
| bir şeyi yüzünden anlamak, görünüşünden anlamak | ansehen {vt} (jemandem etwas) |
| uzun süre rahatsız etmek, sıkıntı vermek (turist, hastalık vb) | plagen {vt} (jemanden) |
| durma, kesilme, hata yüzünden iptal olma, patlama (bilgisayar programı) | abbrechen{n} Abbrechen | bricht ab, brachte ab, hat abgebrochen |