| yapmak | machen{vt} | machst, machte, hat gemacht | 
| ciro yapmak | umsetzen {vt} | 
| çiş yapmak | Pipi machen [ugs.] {vi} | 
| dövme yapmak | in die Haut stechen {vt} | 
| alışveriş yapmak | einkaufen | 
| iş yapmak (ticaret) | Geschäfte machen {vi} (mit) | 
| Faturada hata yaptık | Bei der Abrechnung ist uns ein Fehler unterlaufen | 
| ayarlamak, ayar yapmak | einstellen(radyo frekansı, fotoğraf makinası vb.) | 
| pot kırmak, gaf yapmak | Einen Bock schießen{rdw.} | 
| lisans başvurusu yapmak | eine Lizenz beantragen | 
| göstermek, sunum yapmak | darstellen{vt} stellte dar | dargestellt | 
| sızıntı yapmak, sızmak | sickern {vt} | 
| uçakla aramak, arama yapmak | abfliegen {vt} (nach etwas) | 
| önce yatırım yapmak lazım | man muss zuerst investieren | 
| sormak, sözlü yapmak (okul) | abfragen {vt} (jemandem) | 
| bakım yapmak (bahçe, hasta) | versorgen | 
| bir iş esnasında hata yapmak | unterlaufen {vt} | 
| savurganlık yapmak, israf etmek | vergeuden | 
| revize etmek, değişiklik yapmak | abändern {vt} | 
| gürültü yapmak, ses çıkarmak | Krach machen | 
| eğlenmek için bir şeyler yapmak | etwas unternehmen | 
| egzersiz yapmak, alıştırma yapmak | üben {vt} | 
| depresif etki yapmak, moralini bozmak | aufs Gemüt schlagen | 
| çocuklara bakmak, bakıcılık yapmak | Kinder hüten | 
| dışarı çıkıp kaka yapmak (köpek) | Gassi machen [ugs.] | 
| En iyisini yapmak için çok uğraştık | Wir haben uns Mühe geben um das beste zu machen | 
| ödemek, ödeme yapmak (vergi, katkı vb) | abführen{vt} (an jemanden) | 
| korkudan altına yapmak, altına sıçmak | sich vor Angst in die Hose scheißen {vulg.} | 
| gidişatında (rotasında) düzeltme yapmak | eine Kurskorrektur vornehmen | 
| birise karşı negatif ayrımcılık yapmak | benachteiligen{vt} (jdn.) |