| Almanca | Türkçe |
| abgeben{vt} (an jemanden)gibst ab, gab ab, hat abgegeben | bırakmak, devretmek (görev) |
| abgeben{vt} (an jemanden) | ücretsiz vermek, parasız vermek (eşya) |
| sich geben | kesilmek, devam etmemek (ağrı, utangaçlık, yaramazlık) |
| sich geben | geçmek, rahatlamak, devam etmemek (hastalık, ayakkabının sıkması vb) |
| abgeben {vt} | elden vermek, teslim etmek |
| abgeben {vt} | pas vermek (spor) |
| abgeben {vt} | yaymak, salmak (ısı, radyasyon, enerji) |
| umgeben {vt} | kuşatmak, etrafını çevrelemek |
| angeben {vt} | bilgi olarak vermek, belirtmek (isim, adres) |
| Rauch abgeben{vt} | duman salmak, çıkarmak |
| vergeben {vt} | uygun fırsatı kaçırmak, şansını iyi değerlendirememek |
| wiedergeben {vt} | birşeyi geri vermek |
| sich Mühe geben | bir şeyin iyi olması için çok uğraşmak, didinmek, çok gayret göstermek |
| Stimme abgeben {vt} | oy vermek, oy kullanmak |
| Ein Inserat aufgeben | Yazılı reklam vermek |
| ein Passwort eingeben | şifre girmek |
| vergeben und vergessen | kötü bir şeyi affetmek, bağışlamak, çoktan unutmak |
| gegebenenfalls < ggf. > | duruma göre, gerektiğinde |
| abgeben (sich mit etwas) | bir şeye çok vakit ayırmak, uğraşmak |
| Gib mir mein Buch wieder! | kitabımı geri ver! |
| Abfindung geben (jemandem) | birisine tazminat vermek |
| abgeben (sich mit jemandem) | birisiyle çok meşgul olmak, vakit ayırmak |
| angeben {vt} (bei der Polizei) | bildirmek, ihbar etmek |
| vergeben {vt} (jemandem etwas) | parasız, ücretsiz vermek |
| jemandem eine Gnadenfrist geben | son bir şans vermek, fırsat vermek |
| jemandem einen Korb geben {rdw.} | yapılan bir teklifi reddetmek (dans vb.) |
| Wir haben uns Mühe geben um das beste zu machen | En iyisini yapmak için çok uğraştık |